Hamsileri Yok Eden Kapitalizmdir

Balıkçıların haykırışını öteden beri duyuyoruz. Balıkçının ağına takılan balıktan ziyade Coco Cola şişeleri, Migros poşetleri ya da tonozlar oluyor. Hayliyle balığın olmamasından dolayı çarşıya yansıyan fiyattan da gayet şikayetçiyiz. Fakat balık olmamasının nedeni olarak insanların doğayı kirlettiğini düşünürsek, kapitalizmin denizlerde yarattığı tahribatı örtbas etmiş oluruz. Kapitalizm kendi pisliğini insanların üstüne atarak kendini aklamaya çalışır. Mesela; su tüketimini azaltmak için "bulaşıkları sudan geçirmeden makinaya dizin" kamu spotları yayınlanırken fabrikaların harcadığı suları, Avm'lerde harcananları ya da akvaryumlardakileri söylemez çünkü "tüm sorun gereksiz su tüketimidir".

İşte bugün, deniz işçisi olan balıkçılık mesleği de balıkların olmamasının temel nedeni gibi lanse edilmiştir. Akabinde avlanma yasakları başlamıştır. Sanki denize kıyısı olan tek ülke Türkiye'ymiş gibi Türkiye'deki balıkçılar bu yasağa uymak zorunda kalmışlardır. Her ne kadar yasaklar uzatıla uzatıla 1 ay geçse de, değişen hiç bir şey olmamıştır. Balıkçının kazancının daha da düşmesi dışında.

Asıl gerçek şu ki; denizlerde balık olmamasının nedeni fabrika atıklarının, kanalizasyon sistemlerinin denizlere boşaltılmasıdır. Yasa dışı kimyasalların denize dökülmesidir. Gemilerden sızan yakıt kaçaklarıdır. Balon balıkları ve Aslan balıkları gibi ciddi oranda artan istilacı türlerin gemilerle birlikte gelmesidir. Kapitalizmin ve devletlerin bitmek bilmeyen enerji arayışlarında yapılan sondaj çalışmalarının etkisidir. Doğal resiflerin yok edilmesidir. Sahillerin imara açılmasıdır. Denizleri besleyen nehirlerin taş ocaklarıyla kurutulmalarıdır, Denizlerin betonla doldurulması, Yassıada, Galata Port gibi projelerdir.

Bu projelerin üstüne bir de "Kanal İstanbul" gibi bir felaketin yapımına başlanmıştır. İşte tüm bunlar büyük bir ekolojik yıkıma ve balıkların soyunun tükenmesine neden olmaktadır.

Marmara’da 19, Karadeniz’de 17 balığın soyu tükendi.

Artık Orkinos'u, Kılıç balığı'nı, Uskumru'yu denizlerde hiç göremeyeceğiz. Çünkü onlara da nesli tükenen canlılar arasında.

Karadenize dökülen Tuna Nehri'ndeki limanlardan denize dökülen yük yakıt gibi kimyasallar ve atıklar Karadeniz'in yapısının bozulmasına etki eden bir başka nedendir.

Onlar denizlere verdikleri zararı saklamak için balıkçıları suçladılar; "Aşırı avlanma" dediler, yetmedi doğayı suçladılar; "yunus balıkları çok balık tüketiyor" dediler.. fakat biz biliyoruz ki asıl sorun tüm sahil kenarlarını betona gömen Kapitalizm ve Devletlerdir.

İşte Bu Yüzde Balıkların Değil, Artık Bu Sistemin Soyu Tükenmelidir!