Yüce Devletimizi Aciz Gösteren Denizciler

Kafkametler, 19 Kasım günü, liyakat içerisinde işleyen devletin mükemmel kurumlarının gözü önünde tamamen bir kader planı dahilinde battı. Suç asla ne kaderin önünde durmayan devlette ne de “devam et” diyen armatördeydi. Mukadderat işte...

Yüce Devletimizi Aciz Gösteren Denizciler

Kafkametler, 19 Kasım günü, liyakat içerisinde işleyen devletin mükemmel kurumlarının gözü önünde tamamen bir kader planı dahilinde battı. Suç asla ne kaderin önünde durmayan devlette ne de “devam et” diyen armatördeydi. Mukadderat işte...

Ölen denizcilerin aileleri 3 haftadır bulunmayan evlatlarının bir mezarı olsun, devlet arama kurtarmayı sürdürsün diye hain çadırlar kurdular. Bu çadırlar resmen işçi hakları için mücadele eden leş kargası gazeteci, sendika ve platformları başına topluyordu. Sağolsun valimiz bizi ayıktırdı. Ne canlı ne de ölü hiç kimseyi bulamayan devletimizi aciz göstermek kimsenin haddine değildir. Kol kırılır yen içinde kalır, gemi batar mendirek dibinde kalır.

Askeri mendireğin dibinde batan Kafkametler gemisinden denizcilerden hiçbirini kurtaramamak valimizin suçu asla değil. Çok çalışkandır kendisi. 10 gün öncesinde şiddetli bir fırtınannın Ereğli’yi vuracak olması onun sorumluluğunda falan da değil. Nereden çıkartıyorsunuz böyle şeyleri? Allah’ın işine karışmak olmaz. Ne önlem alması? Kadere karşı mı gelelim?

Neyse, öyle çalışkandır ki valimiz, şimdiye kadar pek kalkmadığı deri koltuğundan kalkıp ölen denizcilerin ailerinin kaldığı hain çadırları kaldırmak için, bu soğuk havada, yanlarına gitti. Rüzgar falan esiyor, hava baya soğuk hani, kalkıp gitti yanlarına düşünün, öyle bir cesaret. Ya o çadırlar Gezi Parkı Kalkışması gibi insanların özgürlük ve adalet istediği bir şeye dönüşseydi. Maazallah. Allah yazdıysa bozsun. İşte, asıl bunun için önlem almak elzemdir. Enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğü şu günlerde iyi ki her şeyi yasaklayan valilerimiz var. Allah devletimizden razı olsun. Çadır yasaklayan valilerimizi başımızdan eksik etmesin.



Bu arada, defalarca Mayday çağrısı yapan Kafkametler gemisine geç de olsa cevap veren Ereğli limana teşekkür etmiş miydik? Görüyorsunuz ya arada bir tenezzül edip cevap vermişler. Harika insanlar, değiller mi?

Kafkametlerin batmasından 3 gün sonra gelen AFAD ekibine de sonsuz teşekkürler. Kıyıya vuran cesetleri topladıkları için. Allah onlardan da razı olsun. Hani şu, Bebek sahilindeki göz bebeği dalış romörkörü Nene Hatun’u da iki hafta sonra çıkartmayı akıl eden her kimse o da şükranları hak ediyor. Tanrı Türk’ü korusun.

Tüm bu süreç boyunca en iyi çalışan kurumu unutmadım tabii ki. Arama Kurtarmaların başından itibaren çorba dağıtan ulvi kurumumuz; Kızılay. Çorba biraz ılımıştı ama.. töbe haşa asla eleştirmedim. Çorba lezettliydi. Aslında ailelere de biraz darıldık. Yani, bu çadırları devletimizin güzide kurumu olan Kızılay’dan alamazlar mıydı? Sonuçta verdiğimiz vergilerle imal edilen çadırları satmakta bir numara kendileri. Ee çorbaları da güzel. Vallahi, ben valimizin büyük kahramanlık örneği, madalya hak eden davranışlarını yakından takip ediyorum. Biliyorum sağolsun o da bizi takip ediyor. O devasa bölücü çadırı kaldırmak için verdiği çabanın destansı öyküsü denizciler arasında dilden dile aktarılacak.

Bu arada AKPli armatörlerin ve devlet erkanlarının İsrail ile olan ticareti bizi ilgilendirmez. Satanın suçu yok, alanın suçu var. İsrail’in ikiyüzlülüğü. Birileri ölüyorsa devletinmizin ne suçu var, di mi? Bu konulara girmeyelim. Yayın yasağı gelmedi mi hala? Valim yasakları siz bilirsiniz. Getirilmedi mi?

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow