Denizde Kaybettiğimiz Yiğit'lere

Arzu annenin bir gönderisi düştü yine önüme. Oğlu Yiğit Acar hakkında “bilgisi olan var mı?” diye soruyor. Yiğit’i asla unutmayacağı gibi bizlere de unutturmuyor. 

Denizde Kaybettiğimiz Yiğit'lere

Arzu annenin bir gönderisi düştü yine önüme. Oğlu Yiğit Acar hakkında “bilgisi olan var mı?” diye soruyor. Yiğit’i asla unutmayacağı gibi bizlere de unutturmuyor. 

Tam 1 sene oldu Yiğit kaybolalı. 1 sene önce Movers Shipping’e bağlı MV Dema M isimli gemide çalışmak için Süveyş’e yola çıkan arkadaşımız Yiğit Acar’ın kaybolduğu bildirildi. Ne Yiğit’in ailesine ne de arkadaşlarına gerekli hiçbir açıklama yapılmadan baştan savma bir süreç işletildi. Ne halkın ne meslektaşların ne de ailenin sorularına cevap verildi. Kamuoyu tehdit edilerek susturulmaya çalışıldı. Fakat ne kadar süre geçerse geçsin, biz kayıplarımızı unutmadan akıbetlerini sormaya ve adaletsizliğe karşı çıkmaya devam edeceğiz. Bir yerde birinin maruz bırakıldığı adaletsizlik, senin maruz kalma ihtimalin olan adaletsizliğin temelidir. Tıpkı mülkün olduğu gibi.

Akıbetini bilmediğimiz, şüpheli şekilde kaybolan birçok denizci var. Buna rağmen hiçbir kayıpların, iş cinayetlerinin ya da hak gasplarının işçi lehine sonuçlandığı pek bir dava olmadı. Mahkemeler armatörlerin, onların off-shore şirketlerinin bir kalkanı gibi hareket ederek, hukukun adaletten ziyade burjuvalar için bir aparata dönüştüğünü gösterdi. Yıllarca süren o davalar ya zaman aşımına uğradı ya da yargılananlar çoktan yurtdışında yeni hayatlar kurdu.

İş cinayetlerinin çokça gerçekleştiği denizcilik sektöründe kaybolmaların sadece denizcilere özgü olmadığının da farkındaydık. Öyle ki, evlatları devlet tarafından kaçırılan ve gözaltında kaybedilen Cumartesi İnsanların’dan, sınırları geçerken kaybolan sayısız göçmenlere, 6 Şubat depremleri sonrası kaybedilen çocuklardan, Gülistan Doku’nun Dersim’de şüpheli bir şekilde kaybedilmesine kadar politik birçok kayıpla birlikte Yiğit Acar’ın kaybolması da toplumsal hafızada yerini aldı.

Tekrar Soruyoruz: "Yiğit Acar Nerede?"

Yiğit’in nerede olduğunu sorarken elbette ki bu sorunun altında daha fazla soru işaretlerinin de olduğunun farkındayız. Nasıl kayboldu? Gemide neler oldu? Devlet yetkilileri ve geminin sahibi olan Movers Shipping şirketinin yetkilileri neden yeterli açıklamayı bir yıldır yapmadılar? Bir denizci annesini bu acı durumda bırakmaya kimsenin hakkı yok. Yıllarca gemilerde çalıştık hepimiz ve biliyoruz ki kimse gemiden buharlaşıp uçmaz. M/V Dema M gemisinin kaptanının Arzu anneye dediği gibi “Kütüphanede bir kitabın yeri değişse, belli olur biliriz.” Madem öyle arkadaşımız koca bir insan nasıl sırra kadem bastı? Arama kurtarma yapılan sahada Mısır devleti de Türkiye devleti de gerekli sorumluluğu yeterince yerine getirmediler. Zira geçen sene ünlü mücevher tüccarı Dilek Ertek tatile gittiği yat turunda kaybolduğu anlaşılır anlaşılmaz arama kurtarma operasyonları yapıldı. Bu sene sırf kendi lüks şatafatlı hayatlarına renk katmak için milyonlar verip dibe daldıkları Titan denizaltısının batması sonucu ölen zenginlerin yeri hemen tespit edilip kaç saniyede öldükleri dahi hesaplandı! Bu dünyada zenginlerin yaşam hakkı var ve onların lüksünün bir hududu yok! Yiğit ise bir mühendis ve deniz işçisi olduğu için aynı ihtimam gösterilmedi. Bir yıl geçmesine rağmen bu süreçte doğru düzgün bir soruşturma yürütülmedi, kamuoyuna en ufak bilgi verilmedi. Tıpkı geçmişte kaybettiğimiz diğer denizci meslektaşlarımızda olduğu gibi…

Bora Ekşi, Selçuk Elibol, Uğur Kır, Mustafa Koç, Caner Korkmaz, Yıldırım Kipel, Sinan Karabulut, Can Evren ve daha nice kaybettiğimiz meslektaşlarımızı unutmadık. Ölümüne sebep olanları da asla affetmeyeceğiz. Öyle ki her bir kaybın ardından süren mücadele Yiğit Acar için adalet sağlanana kadar da sürecek. Yiğit’in kaybolmasından sorumlu olanlar yargılanana kadar toplumsal hafızayı diri tutmalı, kimsenin tekrar kaybolmaması için mücadeleyi sürdürmeliyiz.

Tepkiniz nedir?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow