Karadeniz’de Ekolojik Felaket
Fırtına sırasında dalgaları aşmaya uygun olmayan bir tankeri kim denize gönderdi? Böyle bir havada limandan ayrılmasına kim izin verdi? Neden 50 yaşında bir tanker hâlâ Karadeniz’e çıkıyor?
Geçtiğimiz günlerde Kerç Boğazı’nda iki tanker battı ve ciddi şekilde deniz kirliliğine neden oldu. Ukrayna ve Rusya yetkilileri, Rusya bandıralı tankerlerden sızan akaryakıtın çok yakın bir zaman diliminde Azak Denizi'ne ulaşabileceğini öne sürdü. Ayrıca kirliliğin Karadeniz'in açık sularına doğru hareketi de gözlemleniyor. Rüzgâr akıntılarının etkisiyle akaryakıt birikintileri genişlemeye başladı. Kerç Boğazı bölgesinde akaryakıt sızıntısından kaynaklı birikintiler zaten fark edilmişti.
Bu yüzer petrol kirliliğinin daha da ilerleyeceği tahmin ediliyor. Bu muhtemelen akaryakıtın Kırım'ın güney kıyılarına ulaşması için potansiyel bir tehdit oluşturacaktır.
Kuşlar artık uçamıyor, çaresizce savaşıyorlar!
Kerç’te meydana gelen bu kaza konum itibariyle hâkim rüzgârların poyraz olması nedeniyle tüm bu petrol kirliliğinin zaman içinde Türkiye’ye ulaşacağını gösteriyor. Her yerde üzücü bir tablo var: petrol katmanları, siyah yağlı algler, kurtarılmak için yakalanması gereken kirli kuşlar...
15 Aralık'ta Volgoneft-212 ve Volgoneft-239 adlı iki tankerin Kerç Boğazı'nda fırtına sırasında battığını hatırlatalım. Toplamda tankerlerde yüklü 8.550 ton akaryakıt vardı. Kaza nedeniyle ön verilere göre 3,7 bin ton petrol ürününün Karadeniz'e döküldüğü tahmin ediliyor.
Kuşları kurtaran gönüllüler petrole bulanmış kuşları yakalayıp, onları yıkayıp rehabilitasyon merkezlerine sevk ediyorlar. Çünkü böyle bir kirliliğe maruz kalan kuşlar hemen doğaya geri döndürülemez; yine de tedavi edilmeleri ve tüy dökmelerine izin verilmesi gerekir.
Kerç ve Kırım'ın Leninskiy bölgesinde bazı yerel yönetimlerde bu çevre faciasından kaynaklı olarak olağanüstü hâl ilân edildi. Önümüzdeki günler, sızan petrolün yayılımının sonuçlarının Kırım için ne kadar felaket olacağını gösterecek; rüzgâr ve akıntılar, petrol ürünlerini Kırım kıyılarının daha da derinlerine taşıyabilir.
Felaket 17 yıl önce de yaşandı ve hiçbir ders alınmadı!
Maalesef Kerç boğazı Karadeniz girişinde petrol ürünleri sızıntıları sürekli meydana geliyor. Kerç Boğazı demirleme sahalarında gemiden gemiye yakıt transfer operasyonları sıkça yapılıyor. Nehir-deniz sınıfının küçük Volgoneft tankerleri buraya petrol ürünleri getiriyor ve ardından bunları Akdeniz'e giden büyük deniz tankerlerine yeniden yüklüyor. Özelliklerine göre Volgoneft tankerleri güzel havalarda ancak kısa bir süre için denize çıkabilecek tasarıma sahip nehir tipi gemilerdir. Büyük bir dalga olduğunda ise kırılarak batıyor. Kasım 2007'de altı gemi fırtınalı denizlere açıldı ve bir Volgoneft tankeri tıpkı şimdiki gibi ikiye bölündü. 17 yıl önce de Kerç Boğazı'na 3 bin ton akaryakıt sızmıştı.
Akaryakıt sızıntısına Volgoneft tankerinin yanı sıra Kerç Boğazı'nda 4 kuru yük gemisinin batması ve denize dökülen yaklaşık 7 bin ton teknik kükürt de eklendi. Bu çevre felaketi onlarca yıldır görülen en büyük çevre felaketiydi. Ama anlaşılan o ki bu olaylar hiçbir şey öğretmemiş.
Nehir tipi eski gemiler âdeta yüzer birer tabut!
Bu yılın 15 Şubat’ında batan Batuhan A gemisi de benzer tipte çok yaşlı bir gemiydi ve Marmara Denizi gibi bir iç denizde sahile yakın bir konumda battı. Hakeza Kafkametler liman mendireğinde battı ve onun battığı fırtınada tam iki farklı gemi de Karadeniz kıyılarındaki limanlarda petrol sızıntılarına sebep olmuştu. İster Rusya kıyısı olsun ister Türkiye kıyısı, sermaye düzeni ne çevreye ne de denizcilerin hayatına önem veriyor. Rusya’da da Türkiye’de de çevreyi savunanlar, deniz işçileri şu soruları soruyor:
“ Fırtına sırasında dalgaları aşmaya uygun olmayan bir tankeri kim denize gönderdi? Böyle bir havada limandan ayrılmasına kim izin verdi? Neden 50 yaşında bir tanker hâlâ Karadeniz’e çıkıyor? "