Kahraman Denizciler: STANBROOK 1939 Kaptan Archibald Dickson
Stanbrook gemisi Kaptan'ı Galli Archibald Dickson ve Stanbrook mürettebatı, binlerce anarşist-komünist devrimciyi Franco'nun ilerleyen faşist birliklerinden kurtardı.
Stanbrook gemisi Kaptan'ı Galli Archibald Dickson ve Stanbrook mürettebatı, binlerce anarşist-komünist devrimciyi Franco'nun ilerleyen faşist birliklerinden kurtardı.
SS Stanbrook Gemisi, İspanya Devrimi'nin son günlerinde, Mart 1939'da Franco’nun İtalyan kuvvetleri tarafından İspanya'nın Alicante Liman'ı ele geçirilmeden önce, o limandan ayrılabilen son gemiydi. Gemide, Cezayir'de güvenli bir yere götürülmesi planlanan yaklaşık sayıda 2638 devrimci mülteci vardı.
Alicante Limanı'nda binlerce kişi kaldı. Gemi limandan ayrılırken herkesi alamamıştı. Geride kalanlar Franco’nun ve Mussolini’nin birlikleri tarafından toplandılar ve kötü üne sahip toplama kampı Campo de los Almendros’a getirildiler. Birçoğu korkunç koşullarda idam edildi veya öldürüldü.
Hem insani açıdan insanların kurtarılmasını sağlayarak, hem de bu denli tehlikeli bir seyir sırasındaki zorluklarla başa çıkması açısından, SS Stanbrook gibi bir ticaret gemisi için kuşkusuz bu operasyon büyük bir başarıydı. Geminin yapmak üzere olduğu seyir risklerle doluydu. Bu riskler insan yükünün fazla olması nedeniyle batma ve Franco’nun faşist filosundan ve bombalarından kaçınma zorunluluğuydu. Tabiki geminin varış noktasına ulaşması, Kaptan'ı Galli Archibald Dickson'ın becerileri sayesinde oldu.
Alicante (Alacant) Limanı'nda SS STANBROOK, 28.03.1939
Portakal, tütün ve safran yüklenecek olan gemiye faşist milislerden kaçan binlerce insanın koştuğunu gören Kaptan Dickson, ani bir kararla gemiye yüklenebilecek maksimum insanı aldı. Böylece 28 Mart 1939'da, Franco'nun gemisinin algılamasını önlemek için gece saat 2200'da aniden ve tüm ışıkları ve seyir fenerlerini karartarak Cezayir'in Oran Limanı'na seyire başladı ve 20 mürettebat ile birlikte 2638 kişiyi taşıdı.
Gemi 20 saat sonra Oran Limanı'na ulaştı. Cezayir'deki Fransız yetkililer mülteci olarak gelen insanları reddetti. 1 ay sonra gemide salgın baş göstermeye başladığında Fransız yetkililer gemideki insanları parça parça mülteci kamplarına yerleştirdiler.
Aslında, bu kamplar sürgün edilenlerin insanlık dışı koşullara, tacize ve her türlü şiddete maruz kaldığı zorunlu çalışma kamplarıydı. Çünkü gemiden inen o yüzlerce cesur insan, Fransız muhafazakarlar tarafından tehlikeli ve devrimci bir çete olarak görülüyorlardı. Ya da onlar için çok daha tehlikelisi komünistler ve anarşistler olmalarıydı. Bu yüzden komünist ve anarşist devrimcileri doğrudan Kasserine veya Fort Lyautey gibi hapishanelerde tutsak ettiler.
Cezayirde başlayan özgürlük hareketiyle birlikte özgür kalıncaya kadar Devrimci mülteciler için bu sürgün onların hayatını her gün acımasızca yaşadıkları bir kabusa dönüştürdü.
Ticaret gemisi olan SS Stanbrook'un Kaptanı, Galli Archibald Dickson
İspanya Devrimi'nin o cesur halkı, faşist İspanya ve İtalya iş birliğindeki milislerden kurtuldular, fakat uzun bir süre Fransa tarafından Cezayir'de tutsak edildiler. İşte, birbirleri ile sürekli çıkar çatışması olan devletler, söz konusu kendi ebediliği olduğunda istisnasız hepsi halkı ortak düşmanları edinirler.
Trajik bir şekilde, Franco'nun elinden devrimci halkı kurtaran Kaptan Galli Archibald Dickson ve 20 mürettebatı, devrimcileri kurtardıktan sonra bir başka devletin yarattığı katliamda hayatlarını kaybettiler. SS Stanbrook gemisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında 19 Kasım 1939'da Faşist Hitler yönetimindeki Alman denizaltısı tarafından vurulup batırıldı.