Deniz işçilerinin Asbest Maruziyeti

Taylan Fikret December 28, 2023

Giriş

Deniz işçileri sadece gemilerde çalışan denizcileri değil aynı zamanda karadaki iş kolu olan tersane ve liman işçilerini de kapsayan genel bir tanımlamadır. Uzun yıllardır kapitalizmin kâr güdüsü nedeniyle gemilerin inşa sürecinde yalıtım malzemesi olarak makine kompartımanında yer alan kazan ve devrelerinde başta olmak üzere, yaşam mahallerinde, güvertede ambar perdelerine kadar birçok alanda kullanılan asbest hem denizcileri hem de tersane ve gemi söküm işçilerini ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Asbest minerali Türkiye de dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yatakları olan bir madendir. Akciğer kanseri, akciğer zarı (plevra) kanseri (mezotelyoma) gibi hastalıkların birincil nedeni olarak tanımlanmasına, mide zarı, gırtlak, yumurtalık kanserine yol açmasına rağmen, maliyetleri düşürdüğü için üretimi ve ticareti başta Rusya, Kazakistan ve Çin olmak üzere hâlen üretilip, ihraç edilmeye devam etmektedir (Ban Asbestos, 2010). Gemi inşaatında çalışan tersane işçilerinin, iş kıyafetleri ile kontağa giren ailelerinin ve tamir, onarım ve söküm faaliyetinde salınan lifleri rüzgarlanma ile soluyan civar sakinler için başta akciğer olmak üzere pek çok hastalığın önü açılmaktadır. Ancak ne var ki asbeste bağlı yukarıda da anılan hastalıkların çoğu zaman belirtileri epidemiyolojik olarak 20-30 yıl sonra görüldüğü için 2010'da Türkiye'de kullanımına ve üretimine yasak konulsa yine de hastalıkların ne kadar müddet daha görüleceğini kestirebilmek oldukça güçtür.

Tersane işçilerinin yanı sıra, modası geçmiş eski gemilerin söküldüğü gemi söküm sahalarında çalışan işçiler ise daha vahim bir durumla karşı karşıyadır. Çünkü günümüzde inşa edilen gemilerde asbest kullanımı yasaktır ama 1930’lardan 2000’lere kadar inşa edilen askeri ya da ticari gemilerin hepsinde asbest mevcuttur. Bu eski gemiler Türkiye’de Tuzla ve Yalova'da bakım ve onarım görmekte, İzmir Aliağa’da sökülmekte ve maalesef burada çalışan işçiler kapitalist sermayenin tamamen kar odaklı işleyişi sebebiyle uygun emniyet tedbiri alınmaksızın çalıştırılmaktadır. Asbestli sökümlerde yasal zorunluluk olan dekontaminasyon, tam karantina uygulaması, negatif basınç üniteleri, işçilerin kişisel maruziyet ölçümleri uygulanmıyor. Asbest söküm bittikten sonra ortam ölçümü yapılmıyor. Asbestli gemilerin İŞKUR'a bildirimi, söküm bitince İŞKUR kapanış bildirimi yapılmıyor. Asbest söküm uzmanı şirketlerin, gemi üzerindeki tüm asbestli bulaşık malzemeyi bu şartlarda bertaraf ettiği vakalar istisnai. Hadi hadi sökümlerde çoğu zaman tersanede çalışan işçiler kara saban asbestli malzemelerle başa başa bırakırıyorlar. Onarım, takım, söküm sırasında işçilere tek kullanımlık ulum, eldiven, maske vb. kişisel koruyucu ekipmanların sağlanmayan gemi söküm işçileri asbest maruziyeti sebebiyle asbeste bağlı başta akciğer hastalıkları olmak üzere kanserlere yakalanıyor. 2013 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkmasına rağmen, Meslek Hastalıkları mevzuatı fiilen meslek hastalıklarının tanısının alınamadığı bir sistemi koruyor. Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçiler başta olmak üzere, meslek hastalıkları yok sayılarak istatistikler sıfırlanmaktadır. Bu hukuki cambazlıkla sermayedarlar aklanmaya çalışılsa da sendikal mücadeleler her geçen gün kayıpları ilan etmekte ve örgütledikleri grev ve gösterilerle tüm dünyaya asbestin vahametini duyurmaktadır (Odman & Yıldız, 2022).

Avrupa’da başta Fransa ve İtalya olmak üzere asbestle çalışan fabrikalar, tersane işçileri, asbestli binalarda görev yapan memurların ve müdahil bilim insanlarının grev ve eylemleri ile asbestin yasaklanması tabandan, halk hareketleri ile sağlanmıştır (Odman & Yıldız, 2022). Bu sebeple Avrupa’daki kapitalist sermaye yatırımlarını doğuya kaydırarak üçüncü dünya ülkelerindeki işçi sınıfını, yerel iş birlikçilerle ölüme mahkûm etmeye başlamıştır. Bu noktada Türkiye gibi Avrupa’nın çöpünü, hurdasını ve tehlikeli madde dolu gemilerini toplayıp belli zümreleri zengin ederek kendi işçisini ölüme terk eden ülkeler, artık ölümü gösterip sıtmaya razı etmeyi de bırakmış doğrudan olarak bu işin fıtratında var diyerek ölümleri normalleştirmiştir. Bu kesinlikle doğru değil ve kabul edilemez bir kaderciliktir. Gemi söküm başta olmak üzere tüm deniz işçileri tıpkı bundan 40-50 yıl önce Avrupa’da nasıl iş sağlığı ve meslek hastalıkları yönünden haklar kazanılmışsa, aynı şekilde somut eylemler ortaya koyarak direnerek o hakları elde edecektir ve etmelidir.

Şekil-1 Asbest Lifi

Denizcilere Asbestin Etkileri

Tersanede veya gemi sökümde çalışan işçiler asbeste çalıştıkları vardiya süresince maruz kalırken, denizciler 7 gün 24 saat asbeste maruz kalmaktadır. Gemide çalışan denizciler her ne kadar sürekli olarak asbestli kompartımanlara girmese de makineden kaynaklı vibrasyon, geminin hareketinden kaynaklı olarak burulma ve bükülme momentleri de gemi bünyesinde esnemelere sebep olduğu için yaşam mahallinde havalandırmalar vasıtasıyla asbest liflerinin salınmasına yol açmaktadır (Lemen & Landrigan, 2021). Denizcilerin çalışma ve yaşam alanının iç içe olması ve uzun süre gemilerde kalmaları sebebiyle diğer iş kollarına göre asbeste karşı daha kırılgan durumdadırlar. Gerek askeri gerekse ticari gemilerde çalışan denizcilerin ilerleyen yıllarda akciğer kanseri, mezotelyoma ve asbeste bağlı diğer hastalıklarına yakalanma riski tersane ve gemi sökümde çalışanlara göre ciddi oranda yüksektir. İngiltere’de yapılan asbestin tersane ve deniz işçilerine etkisine ilişkin çalışmaların sonucunda tersanede çalışan işçilerde mezotelyoma ve asbeste bağlı plevral kanserlerin görülme oranı %4,4 seviyelerindeyken, aynı dönemde gemide çalışan tayfa, mühendis ve zabitlerde bu hastalıkların görülme oranı %27 gibi olağanüstü bir seviyede ortaya çıkmıştır (Sheers ve Templeton, 1978; Jones vd, 1984).

Gemilerde çalışan denizciler tersane ve gemi söküm işçilerine göre daha fazla asbest maruziyeti yaşadıkları için ciddi anlamda tehdit altındadır. Bugün dünya gemi filosunun yaş ortalaması IMO ve UNCTAD verilerine göre yirmi beştir. Asbestin SOLAS’a getirilen kademeli eklerle tamamen yasaklanması 2011 yılını bulduğu için hâlen daha gemilerde çalışan deniz işçileri asbeste bağlı hastalıklara karşı riskli konumdadır. Türkiye özelinde Türk bayraklı gemilerin yaş ortalaması göz önünde bulundurulduğunda kabotajda çalışan ya da Akdeniz – Karadeniz hatlarında çalışan gemilerin yaş ortalaması 30’un üzerindedir ve buradaki denizciler çok daha fazla etkilenmektedir. Sözün özü gemilerde çalışan deniz işçileri aylarca gemi üzerindeki tamirat işleri, devre sökümü ve yenilemesi, geminin esnemesi vb. eylemler sebebiyle sürekli olarak asbeste maruz kalmaktadır. Deniz işçilerinin bu sebeple daha çok farkındalık kazanması, bilinçlenmesi ve kapitalist sermayeye karşı bu noktada birleşmesi elzemdir.

Gemide Asbesti Nasıl Anlarız?

Asbest bir izolasyon malzemesi olduğundan gemide en çok yaşam mahallerinde, devre kaplamalarında ve makine kazanları gibi bölgelerde rastlanılabilir. Elyafa benzer sarı ya da beyaz renklerde olabilen bu materyal havalandırma sirkülasyonu ile geminin her yanına lif ulaştırabilmektedir. Denizcilerin özellikle bu bölgelerde iş yapacakları zaman tek kullanımlık tulum giymeli ve iyi kalite toz maskesi takmaları gerekmektedir. Ama her şeyden önce böyle bir alanda çalışılması gerekiyorsa, mutlaka asbest uzmanı bir ekibin gemiye gelmesi sağlık için önem arz etmektedir. Bu ekipler asbestin türünü belirleyip ölçüm yaparak belgeleme yapmaktadırlar. Genel olarak ölçümü yapılan asbest lifleri 5 mikron ve üzeri boyutlardadır. Ancak yapılan çalışmalarda akciğer hastalıklarına neden olan asbest lifleri 5 mikronun altında da olabildiği görülmüştür (Lemen ve Landrigan, 2021). Bu sebeple uzman ekiplerin tespit edip ölçüm yaptıkları asbest miktarı esasen o ortamda yer alan asbest miktarından daha az olmaktadır. Kapalı alanlarda asbest olduğundan şüphelenildiğinde derhal ortam terk edilmeli ve akabinde kıyafetler değiştirilerek asbeste maruz kalan kıyafetler, iç çamaşırlar dahil olmak üzere imha edilmelidir. Açık alanda asbestten şüphelenildiyse, ortamdan uzaklaşılarak tek kullanımlık tulum, eldiven ve maske takılarak asbestin uçuşmasını engellemek için ıslatılması ve mümkünse üstü muşamba tarzı bir örtü ile kapatılarak sera edilmesi diğer mürettebat için de önemlidir. Ayrıca bölgenin asbestli olabileceği ve tehlike arz ettiğini gösterir markalama yapılmalıdır (ASTA, 2022).

Gemilerde ayrıca Tehlikeli Materyal Envanteri (Inventory of Hazardous Materials) manueli bulunmaktadır. Deniz işçileri gemici, yağcı, zabit ya da çarkçı ayrımı olmaksızın bu manueli inceleme ve okuma hakkına ISM sistemi gereği sahiptir. Asbestos-Free belgesi olmayan gemilerde mutlaka asbest olan bölgeler bu manuelde belirtilir ve miktarlar da görülmektedir. Bu manuelden faydalanılarak riskli bölgelerden uzak durulabilir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi gemide çalışan deniz işçileri gemideki tamirat ve geminin hareketi sebebiyle meydana gelen momentlerle ortaya çıkan asbest liflerinden havalandırma sebebiyle kaçamamaktadır. Tersane ve gemi söküm işçilerinden farklı olarak çalıştığı ve yaşadığı ortam aynı olduğundan asbest salımı söz konusu olduğunda buna maruziyeti 7 gün 24 saat olmaktadır.

Şekil-2 Baş Tarafı Sökülmüş Bir Gemi

Asbest Maruziyetine İlişkin Kazanılan Emsal Davalar

Camialtı tersanesi işçisi Zafer Genç

Kasımpaşa’daki Camialtı tersanesinde 1. sınıf elektrik kaynakçısı olarak 16 sene çalışan tersane işçisi Zafer Genç, emekli olduktan tam 19 yıl sonra nefes darlığı ve sol yanında ağrı hissetmesi üzerine doktora gitmesi ile mezotelyoma olduğu teşhis edildi. Mezotelyoma hastalığının meslek hastalığı olduğuna dair 2012 yılında İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinden heyet raporu alındığı ve raporda, bu durumun “mesleki toza maruz kalma” tanısı konularak sabitlendiği Zafer Genç’in avukatları tarafından ifade edilmektedir. Ancak aynı sene Zafer Genç’in eşi, meslek hastalığı sebebiyle iş göremezlik aylığının bağlanması için Beyoğlu Sosyal Güvenlik Merkezine başvurmuş ve talebi reddedilmiş. SGK ve Deniz İşletmeleri A.Ş. tüm tanı ve teşhis gün gibi ortadayken iş cinayetine kurban verdiğimiz deniz işçisi Zafer Genç’in ailesini de ilerleyen süreçte mağdur etmiştir. Burada emsal olan ise yerel mahkeme SGK ve Deniz İşletmeleri A.Ş.’ye karşı Zafer Genç’in ailesini haklı bulmuş, temyize giden SGK ve Deniz İşletmeleri A.Ş.’nin itirazı Yargıtay 10. dairesince reddedilince, mezotelyoma resmi olarak meslek hastalığı olarak kabul edilmiştir (Evrensel, 2022). Bu mücadele tüm gemi söküm, tersane ve deniz işçileri için örnek teşkil etmektedir.

Asbestli Gemideki Türk Subayı

1971 yılında ABD’den satın alınan Adatepe D 353 adlı asbestli gemide uzun yıllar görev yapan ve kanserden ölen subaya ödenen tazminat nedeniyle, Türk Deniz Kuvvetleri’nin aynı tür 25 gemisinde çalışan binlerce askere tazminat hakkı doğmuştur. ABD’li bir şirket tarafından üretilip ilki 1949 yılında Türk Deniz Kuvvetleri’ne hibe yoluyla verilen ve ABD’de de kullanılan 25 gemide ‘asbest’ maddesinin kullanılması yüzünden kanser olup ölen Türk Deniz Kuvvetleri’nde yıllarca görev yapan emekli bir subaya tazminat ödenmesine karar verildi. Esasen yıllardır ABD, İtalya ve Yunanistan’da asbestli gemilerde çalışan birçok kişi değişik miktarlarda tazminat alırken, Türk subay ise Türkiye’de ilk olma özelliğini taşıyor (Habertürk, 2012). Bu askeri gemiler gibi o yıllarda inşa edilmiş birçok gemide asbest, izolasyon malzemesi olarak kullanıldığından sivil denizciler de bu emsal kararlar üzerinden maddi ve manevi tazminat davalarına hazırlanabilirler.

Sonuç

Liman, tersane, gemi söküm ve gemilerde çalışan tüm deniz işçileri iş cinayetlerinin başını çeken asbeste karşı farkında ve tedbirli olmalıdır. Can emniyeti paradan da kâr hırsından da değerlidir. Ancak kapitalist sistemde mevcut standartlar deniz işçilerinin haklarını, işçilerin insan doğasından ayırmış ve onları doğrudan merkezi sermayenin sektörel çıkarlarına bağlamıştır. Sözün özü sermayenin doymak bilmeyen kazanç hırsı tüm işçilerin canından kıymetli görülerek bu normalleştirilmeye çalışılmaktadır. Tüm dünyada bilimsel temelde asbest mineralinin mutlak kanserojen olduğu ispat edilmiş olmasına rağmen meslek hastalığı olarak kabul edilmesi yıllar süren mücadelelerle mümkün olmuştur. Bu örnek bile bizlerin sektörün insafına bırakılmış emekçiler olduğumuzu göstermekte ve girişte de tanımlandığı gibi tüm deniz işçilerinin bu eksende örgütlenerek beraber hareket etmesinin hem hak kazanımları hem de iş güvenliği için olmazsa olmaz olduğu ayan beyan ortadadır. Tüm dünyadaki deniz işçileri ancak enternasyonalist bir dik duruş ve omuz omuza verilen mücadele ile dayanışma sağlayarak asbestin sonunu getirecektir!

Teşekkür

Bu çalışmada asbeste yönelik araştırma kaynaklarını sağlayan, Deniz İşçileri Platformu’na ve MAYDAY dergisi yazı işleri ekibine sonsuz destek veren sevgili hocamız Aslı ODMAN’a teşekkür ederiz.

 

Kaynakça

ASTA (2022). Asbest Ve Tehlikeli Atıklar Derneği, Farkındalık Eğitimleri.

Ban Asbestos (2010). Ban Asbestos Kampanyası, 2010 verileri, http://ibasecretariat.org/

Evrensel (2022). Mezotelyoma ilk kez meslek hastalığı olarak kabul edildi. https://www.evrensel.net/haber/456008/mezotelyoma-ilk-kez-meslek-hastaligi-olarak-kabul-edildi

Habertürk (2012). Türk subayın zaferi! https://www.haberturk.com/gundem/haber/761325-turk-subayin-zaferi

Jones, R.N. Diem, J.E. Ziskind, M.M. Rodrigues, M. & Weill, H. (1984). Radiographic evidence of asbestos effects in American Marine Engineers. J. Occ. Med., 26, 281–284.

Lemen R. A. & Landrigan P. J. (2021). Sailors and the Risk of Asbestos-Related Cancer. Int. J. Environ. Res. Public Health, 18, 8417. https://doi.org/10.3390/ijerph18168417

Odman, A. & Yıldız K. (2022). Asbest Farkındalık Eğitimleri Sunumu. https://www.academia.edu/82340697/Gemide_Asbest_E%C4%9Fitimi  

Sheers, G. & Templeton, A.R. (1978). Effects of asbestos in dockyard workers. Br. Med. J., 3, 574–579.

UNCTAD (2021). Deniz Taşımacılığının İncelenmesi. Birleşmiş Milletler, Cenevre. (Review of Maritime Transport. United Nations, Geneva.)

 

136 Görüntülenme

Share This